TR | EN
Tüketici Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

Tüketici uyuşmazlığı, taraflardan birinin tüketici olduğu tüketici işlemlerinden doğan uyuşmazlıkları ifade eder.

Tüketici işlemi 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un[1] 3, l hükmünde, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder. Bu şekilde kanun koyucu, kamu veya özel niteliği önem arz etmeksizin ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler (yahut bunların ad ve hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler) ile tüketiciler ve bu çerçevede ticari veya mesleki amaç gütmeksizin hareket eden gerçek veya tüzel kişiler (TKHK m. 3,k) arasında kurulan mal ve/veya hizmet sunumuna ilişkin her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.

Önemle belirtilmelidir ki işlemin tüketici işlemi sayılması için, taraflardan birinin ticari veya mesleki amaçlarla “hareket etmiyor olması” yeterli değildir; diğer tarafın da ticari veya mesleki amaçlarla veya bu şekilde amaç güden bir gerçek veya tüzel kişi ad ve hesabına hareket ediyor olması gerekir. (Bu şekilde örneğin bir kişinin, ikinci el araç piyasasında binek aracını satan kişiden binek aracı olarak kullanmak üzere araç satın almasında işlem tüketici işlemi değildir. Buna karşılık kişinin binek aracı olarak kullanmak üzere galeriden araç satın almasında işlem tüketici işlemidir.)

Tüketici işlemlerinde, işlemin konusu belli bir parasal sınırın altında kalıyorsa, uyuşmazlık bakımından İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir ve bu gibi hallerde arabulucuya başvurma şartı yoktur. Ticaret Bakanlığı Tebliği[2] m. 3 uyarınca 2024 yılı için bu sınır 104.000 TL olup, uyuşmazlığın konusu bu miktarın altında kalıyorsa uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinde dava açılmaksızın uyuşmazlık hakem heyeti aracılığıyla çözüme kavuşturulacaktır. 

Halihazırda tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamı dışında kalan hususlar 6502 sayılı TKHK’da “Yargılama, Denetim ve Cezaya İlişkin Hükümler” başlığını taşıyan Sekizinci Kısıma, 7251 sayılı Kanun’un[3] 59’uncu maddesiyle eklenen 73/A hükmünde sayılmıştır. Bu hüküm uyarınca dava şartı olarak arabuluculuğa başvurma zorunluluğunun bulunmadığı haller şunlardır:

  • Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar,
  • Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar,
  • 73üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar,
  • 74 üncü maddede belirtilen davalar,
  • Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar

Bu şekilde öncelikle tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında kalan uyuşmazlıklar ve bu bağlamda yukarıda da açıklandığı üzere 2024 yılı için 104.000 TL’nin altında kalan uyuşmazlıklar bakımından zorunlu dava şartı arabuluculuk söz konusu değildir.

Aynı şekilde, tüketici hakem heyeti kararına karşı Tüketici Mahkemesi nezdinde yapılan itiraz[4] bakımından da arabuluculuğa başvurma şartı söz konusu değildir. Dolayısıyla bu halde itiraz tüketici mahkemesinde açılan bir dava yoluyla yapılmasına rağmen 6502 sayılı TKHK m. 73/A, (1), b hükmü gereği, arabuluculuğa başvurulmaksızın ilgili dava açılır.

Zorunlu dava şartı olarak arabuluculuğa tabi olmayan bir diğer tüketici uyuşmazlığı da 6502 sayılı Kanun’un 73/A maddesi c bendi atfıyla 73’üncü maddenin 6’ncı bendinde belirtilen davalardır. Söz konusu hükme göre, tüketici örgütleri, “…ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık; haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve bu Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde dava açabilir.” Bu şekilde tüketici örgütleri tarafından Kanun’un 73’üncü maddesi 6’ncı maddesi kapsamında açılan davalarda arabuluculuğa başvurma şartı yoktur.

6502 sayılı TKHK m. 73/A hükmü (ç) bendi gereği, aynı Kanun’un 74’üncü maddesi çerçevesinde açılacak davalarda da arabuluculuğa başvurma şartı aranmamaktadır. Buna göre satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun tespiti, üretiminin veya satışının durdurulması, ayıbın ortadan kaldırılması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması için Bakanlık, tüketiciler veya tüketici örgütleri tarafından açılacak davalarda arabuluculuğa başvurma zorunluluğu yoktur.

6502 sayılı TKHK m. 73/A çerçevesinde zorunlu dava şartı arabuluculuk dışında bırakılan bir diğer dava (d) bendinde “tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar”dır.

Yukarıda sayılan bu durumlar dışında tüketici mahkemesinde açılacak davalarda, dava şartı olarak uyuşmazlığın çözümü için önce arabuluculuğa başvurulmalıdır. Bu başvurunun ve ardından arabuluculuk sürecinin gerekli şekilde tamamlanmamış olduğu hallerde mahkeme davayı, dava şartı yokluğuna dayanarak reddedecektir. Bundan sonra taraflar zorunlu dava şartı arabuluculuğu sağladıkları takdirde mahkemede dava açabilirler. Ancak bu süreçte zamanaşımı süresi dolmuş olursa, davalı taraf zamanaşımı def’ini ileri sürerek davanın reddini sağlayabilir. Bu ihtimalden kaçınılması için zamanında arabuluculuğa başvurulup sürecin tamamlanması şarttır.  

 

[1] 07.11.2013 tarih ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (RG: 28.11.2013 t., S. 28835).

[2] 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68inci ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6ncı Maddelerinde Yer Alan Parasal Sınırların Artırılmasına İlişkin Tebliğ (RG: 20.12.2023 t., S. 32405).

[3] 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (RG: 28.07.2020 t., S. 31199).

[4] 6502 sayılı TKHK m. 70, (3): “Taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde tüketici hakem heyetinin veya tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, tüketici hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak talep edilmesi şartıyla hâkim, tüketici hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir.